How do you feel during this time of lockdown; how do you think this period will affect your art-making process or does it already have an impact on your productions?
When I wake up every morning; I think how lucky I am, what a miracle it is to live. I’m healthy, my darling is sleeping next to me, the sun is about to rise … And on top of it all, it’s spring. A brand-new day, a brand-new life. Everything is possible. We are very lucky to be able to breathe. We shouldn’t feel that we are entitled to everything. We did not sign a contract while coming to this world. We must be aware of the privilege we have.
My happiness has never been conditional. There were times when I had no place to sleep and no food to eat. Even then, I was in a good mood. The same goes for the quarantine period. It’s all about living. I don’t believe in a distinction between good days and bad days. In order for a day to be called a good day it is in need of the bad. Light needs darkness, hot needs cold. They are only beautiful when they are together. We have to understand one thing now. We are not the owners of this world. We are guests. We are no different than an antelope or a lizard. As guests, we must respect this magnificent planet. We must live elegantly. By trying to be beneficial to our environment. By sharing. It is certain that beautiful days lie ahead. Change has begun.
My paintings are not fictional. They are totally impromptu. I transfer onto paper, whatever is on my mind at that very moment. Open-heartedly.
Do you keep producing works during this time? If yes, how do you produce under the changing conditions, do the materials you use differ?
I paint constantly. 24/7. Ever since I can remember. Since, at school, I did not have much knowledge to present in exams (except literature), I would make pictures on the exam sheet. I made erotic drawings for the whole troop in the military. The soldiers were lining up to place orders. 50 years have passed like this. When pen and paper come together, they do not remain calm, just like fire and gunpowder. So, once again, I’m painting. Conditions have not changed. My material is abundant. I have enough to keep me busy for years without having to go out.
What are you dreaming of doing following COVID-19?
When the pandemic started, I was about to open my exhibition. For about a year I have been preparing for the exhibition “Posthumous”. It means taking place after one’s death. The timing is interesting. Most of the time artists were appreciated only after their death. This is quite sad. Because artists open up to people. They share their feelings in an intimate way. They want you to become aware that a life different from the life you know is possible. Such a subtle behavior does not deserve such response. One should exert oneself, try to understand. It is easy to dislike. Anyway, if we get back to the exhibition: We used the life stages of Nietzsche. We distributed the three stages (camel, lion and child) across three floors. The works are arranged accordingly. My dream is always the same; visitors shall have a good time. They shall feel comfortable. And they shall want to come again.
Are there any differences between your plans before and after COVID-19?
No. It’s always the same before and after. Until the day I die, I want to constantly learn and share what I learned with people. And I want to spend lots of time with kids. I want to make paintings with them. I want to tell them how important it is to be silly. And that the fear of being disfavored is unnecessary.
What changes occurred in your daily routine?
My daily routines are always the same. I get up very early. After a moment of astonishment and thankfulness, I drink my coffee. My studio is in the garden. Together with the seven dwarfs (I have 7 dogs) I step out into the garden and enter my temple. I listen to Bach / Glenn Gould: The Goldberg Variations and take a look at the notes in my notebook. I make a list of things to do, motivate myself and get started. After a maximum of two phone conversations, I get lost in the painting and paint until the evening. The list is then transferred to the next day.
Karantina döneminde nasıl hissediyorsunuz; bu süreç üretimlerinize nasıl yansıdı ya da yansıyacak?
Ben her sabah uyandığımda; ne kadar şanslı olduğumu, yaşamanın ne büyük bir mucize olduğunu düşünüyorum. Elim kolum sağlam, sevgilim yanımda uyuyor, güneş doğmak üzere… Üstüne üstlük bir de bahar. Yepyeni bir gün, yepyeni bir yaşam. Her şey mümkün. Nefes alabildiğimiz için çok şanslıyız. Her şeyi kendimize hak görmemeliyiz. Dünyaya gelirken bir kontrat yapmadık. Sahip olduğumuz ayrıcalığın farkında olmalıyız.
Benim mutluluğum asla şartlara bağlı olmadı. Yatacak yerim, yiyecek yemeğim olmadığı da oldu. O zamanlar da keyfim yerindeydi. Karantina dönemi de böyle. Yaşamaya dair. Güzel günler – kötü günler gibi bir ayrıma inanmıyorum. Güzel dediğiniz gün güzel olabilmek için kötüye muhtaç. Aydınlık karanlığa, sıcak soğuğa. Hepsi birlikte güzel. Artık bir şeyi anlamalıyız. Biz bu dünyanın sahibi değiliz. Misafiriz. Bir antiloptan ya da bir kertenkeleden farklı değiliz. Bir misafir olarak da bulunduğumuz bu muhteşem gezegene saygılı olmalıyız. Zarif yaşamamız gerekir. Çevremize faydalı olmaya çalışarak. Paylaşarak. İleride çok güzel günler göreceğimiz kesin. Değişim başladı.
Benim resmim kurgusal değil. Tamamen doğaçlama. O an aklımdan ne geçiyorsa kâğıda aktarırım. Tamamen samimi.
Bu süreçte üretmeye devam ediyor musunuz? Evet ise değişen şartlar altında üretim şekliniz, kullandığınız malzemeler farklılık gösteriyor mu?
Sürekli resim yapıyorum. 7/24. Kendimi bildim bileli. Okulda sınavlarda bile (edebiyat hariç) yazacak pek bir bilgim olmadığından, sınav kağıdına resim yaparmışım. Askerde bütün bölüğe erotik resimler yapmıştım. Askerler sıraya girip bir de sipariş veriyorlardı. 50 sene böyle geçti. Kalemle kâğıt yan yana geldi mi ateşle barut gibi, sakin durmazlar. Yani gene resim yapıyorum. Şartlar değişmedi. Malzemem bol. Senelerce çıkmasam yetecek kadar.
Bu süreç bitimindeki hayalleriniz neler?
Salgın başladığında sergimi açmak üzereydim. Yaklaşık bir senedir Posthumous sergisine hazırlanıyorum. Ölümden sonra gerçekleşen anlamına geliyor. Zamanlama ilginç. Sanatçıların değeri genellikle öldükten sonra anlaşılmış. Bu üzücü bir şey. Çünkü sanatçı insanlara içini açıyor. Samimi bir şekilde hislerini paylaşıyor. İstiyor ki haberdar olun. Sizin bildiğiniz yaşamdan farklı bir yaşam da mümkün. Bu denli ince bir davranış böyle bir karşılığı hak etmiyor. Biraz kendini zorlamalı insan, anlamaya çalışmalı. Beğenmemek kolay. Neyse, sergiye dönersek; Nietzsche’nin yaşam evrelerini kullandık. Üç evreyi (deve, aslan ve çocuk) üç kata yaydık. Eserler ona göre yerleştiriliyor. Hayalim hep aynı; ziyaretçilerin güzel vakit geçirmeleri. Kendilerini rahat hissetmeleri. Bir daha gelmek istemeleri.
COVID-19 öncesindeki planlarınız ile sonrası arasında farklılık var mı?
Hayır. Öncesi sonrası hep aynı. Ölene kadar sürekli öğrenip, öğrendiklerimi insanlarla paylaşmak istiyorum. Ve çocuklarla bol bol vakit geçirmek, onlarla birlikte resim yapmak istiyorum. Onlara saçmalamanın ne kadar önemli olduğunu anlatmak istiyorum. Ve beğenilmeme korkusunun ne gereksiz olduğunu.
Günlük rutinlerinizde ne gibi değişiklikler oldu?
Günlük rutinlerim hep aynı. Çok erken kalkarım. Şaşırma ve şükür faslından sonra kahve içerim. Stüdyom bahçede. 7 cücelerle birlikte (7 köpeğim var) bahçeye çıkar, mabedime giderim. Bach/Glenn Gould: Goldberg Varyasyonları’nı dinler, defterimdeki notlara bakarım. Yapmam gerekenleri listeler, yapmak için kendimi motive eder ve başlarım. Maksimum iki telefon görüşmesinden sonra resme dalar ve akşama kadar resim yaparım. Liste ertesi güne devreder.
As an artist, how would you describe the current situation of the world?
The world is getting exhausted, resources are running out. Population growth is disturbingly high. People are not respectful to the world they live in. We must be respectful of animals, plants and the environment. We must love each other. Not tolerate, but love each other. We need to respect different lifestyles, different thoughts, different preferences and different beliefs. There is always a split: Black/white, Christian/Muslim, Sunnite/Alaouite, Catholic/Protestant, gay/straight, secular/religious. What kind of nonsense is this? We are all the same. There are no differences. Now it’s time to understand this and get together to compensate for the damages we caused. We all need each other. If this is a plane that loses altitude, we are all on it together. This is what Covid-19 showed us. This is not just a danger that threatens hungry people in Africa. Everything is global now.
Has the current isolation given you the opportunity to do or create something that you haven’t had a chance before?
No, this is exactly what my life was like before. I do not leave the house as long as I don’t have to. I came to heaven without dying, why should I go out? Nothing has changed.
Unfortunately, your works cannot be seen physically in this period of time. Can you tell us about your new works conceptually?
We have decided to open the exhibition in May. Installation is about to be finished. 70% loading… We are considering to shoot a teaser. I don’t like explaining my work for two reasons. One, the artwork must be open to the viewer’s own assessment. I don’t want to condition the audience. And two, it spoils the surprise of the show. As I said before; three different stages and three floors. There are around 100 pieces of artwork. And there is a very rich art shop as well. Unlike my other exhibitions, approximately 50% of the work presented is three dimensional.
Let’s not forget; today is the first day of our remaining life. And we have the possibility to accomplish anything we want.
It’s so wonderful to be living.
Sanatçı gözünden dünyanın içinde bulunduğu durumu nasıl yorumlarsınız?
Dünya tükeniyor, kaynaklar tükeniyor. Nüfus artışı rahatsız edici boyutlarda. İnsanlar yaşadıkları dünyaya saygılı değil. Hayvanlara, bitkilere ve çevreye saygılı olmalıyız. Birbirimizi sevmeliyiz. Tahammül etmek değil, sevmek. Farklı yaşamlara, farklı düşüncelere, farklı tercihlere ve farklı inançlara saygı duymamız gerekir. Hep bir bölünme söz konusu. Siyah/beyaz, Hristiyan/Müslüman, Sünni/Alevi, Katolik/Protestan, gay/straight, laik/dinci. Bu ne saçmalık? Hepimiz aynıyız. Hiçbir farkımız yok. Artık bunu anlama ve hep birlikte sebep olduğumuz zararları telafi etme zamanı. Hepimizin birbirimize ihtiyacımız var. Bu hızla irtifa kaybeden bir uçaksa hepimiz bu uçağın yolcusuyuz. Covid-19 bize bunu gösterdi. Bu sadece Afrika’daki aç insanları tehdit eden bir tehlike değil. Artık her şey global.
Sosyal izolasyon süreci, size yapmak istediğiniz ama zamansızlıktan dolayı yapamadığınız bir iş, üretim için zaman sağladı mı?
Hayır, benim yaşantım tam da böyle zaten. Mümkün olduğunca evden çıkmam. Ölmeden cennete gelmişim, ne çıkacağım? Bir fark olmadı.
Bu süreçte eserleriniz maalesef somut olarak görülemeyecek, bu nedenle çalışmalarınızdan kavramsal ve biçimsel olarak bahsedebilir misiniz?
Mayıs ayı içinde sergiyi açmaya karar verdik. Kurulum bitmek üzere. %70 loading… Bir tanıtım filmi çekmeyi düşünüyoruz. Ben eserleri anlatmayı 2 sebepten pek sevmem. Birincisi, ziyaretçinin kendi değerlendirmesine açık olmalı eser. Onu şartlandırmak istemem. İkincisi, işin sürprizi kaçar. Daha önce söylediğim gibi; üç değişik evre ve üç kat. 100 civarı eser var. Ve oldukça zengin bir Art-Shop. Diğer sergilerden farklı olarak yaklaşık %50’si 3 boyutlu işler.
Unutmayalım; bugün geri kalan yaşamımızın ilk günü. Ve istediğimiz her şeyi gerçekleştirebilme olasılığına sahibiz.
Yaşamak çoook güzel.